“Tarımın geleceği genç nüfus, kırsal kalkınma ve teknolojik adaptasyona bağlı”

“Tarımın geleceği genç nüfus, kırsal kalkınma ve teknolojik adaptasyona bağlı”

Mersin Ticaret Borsası (MTB) Başkanı Ö. Abdullah Özdemir, yaptığı yazılı açıklama ile
tarımın geleceğinin genç nüfus, kırsal kalkınma ve teknolojik adaptasyona bağlı olduğunu
açıkladı.

OECD tarafından yayınlanan, tarımın geleceği için yeni çiftçilerin sektöre kazandırılmasına ilişkin rapor,
hem küresel ölçekte hem de Türkiye açısından önemli tespitleri gözler önüne serdi.

Mersin Ticaret Borsası (MTB) Başkanı Ö. Abdullah Özdemir, yaptığı yazılı açıklama ile raporu ile alarak,
yapılması gerekenlere ilişkin uyarılarda bulundu. Rapora göre, aralarında ülkemizin de bulunduğu OECD
ülkelerinde 2000–2023 yılları arasında tarımsal istihdamda yaşlı nüfusun oranı belirgin biçimde arttığını
söyleyen Özdemir, Türkiye özelinde ise aynı dönemde tarımsal istihdamın yüzde 40 azaldığını işaret etti.
Buna karşılık tarımsal istihdam içinde 55 yaş üzerindekilerin oranının yüzde 67’ye yükseldiğine dikkat
çeken Başkan Özdemir, “Diğer yandan, Türkiye’de sadece çiftçiler dikkate alındığında, yaş ortalaması 59
gibi oldukça yüksek bir seviyededir.

GENÇLER İÇİN TARIM, MODASI GEÇMİŞ VERİ GERİ KALMIŞ GÖRÜNÜYOR
“Raporda, çiftçilerin gıda sistemlerinde merkezi bir rol üstlendiği ancak katkılarının çoğu
zaman yeterince takdir edilmediği belirtilmektedir. Tarım sektörünün sosyal ve ekonomik
hedeflere yaptığı önemli katkılara rağmen, tarım mesleğinin “modası geçmiş” veya “geri
kalmış” olarak görüldüğü vurgulanmaktadır. Bu doğrultuda, gençler arasında nadiren tercih
edilen bir kariyer alanı olan tarım sektörünün imajının iyileştirilmesi, tarımsal çalışmaya
dair toplumsal algının değiştirilmesi ve tarımın yenilikçi bir çiftçi kuşağı için cazip hale
getirilmesi gerektiğine dikkat çekilmektedir. Bu durum, Türkiye için de geçerlidir.

KIRSALDA YAŞAM KALİTESİ ARTTIRILMALI
OECD istatistiklerine göre, 2000-2023 yılları arasında kırsal nüfusumuz yüzde 35’ten
yüzde 22’ye düşmüştür. Bu çerçevede kırsal kalkınma, yalnızca tarımsal üretimi değil;
kırsal yaşamın sosyal ve ekonomik canlılığını da kapsamalıdır. Kırsal bölgelerde yaşam
kalitesinin artırılması ile eğitim ve teknolojiye erişimin kolaylaştırılması, genç nüfusun
kırsalda kalmasını ve üretime katılmasını teşvik edecektir.”

Özdemir ayrıca çoğu ülkede tarım sektörüne yeni adım atan çiftçilerin, mevcut çiftçilere kıyasla daha
yüksek eğitim seviyesine ve daha fazla girişimcilik becerisine sahip olduğu dikkat çekti. Bu grupta gençler
ve kadınların oranında daha yüksek olduğunu belirten Abdullah Özdemir. “Dronlar, sensörler, yapay zekâ
ve otomasyon sistemleri gibi dijital araçları etkin biçimde kullanan bu yeni nesil çiftçiler, tarımsal
verimliliğin artırılmasında kritik bir rol üstlenecektir. Bu doğrultuda, sektörün karşılaştığı temel
engellerden biri olan arazi ve finansman erişiminin kolaylaştırılması ile tarımsal mevzuatın sadeleştirilmesi
büyük önem taşımaktadır. Sonuç olarak, gıda sistemlerinin sürdürülebilir dönüşümü; kırsal bölgelerin
kalkınmasına, yenilikçi çözümleri benimseyebilecek genç nüfusun sektöre kazandırılmasına ve sektörün
teknolojiye uyum sağlamasına bağlıdır. Bu üç temel unsurun desteklenmesi ve hızlı biçimde hayata
geçirilmesi için kapsamlı bir yol haritası oluşturulmalı, mevcut destek mekanizmaları güçlendirilmeli ve
yeni teşvikler geliştirilmelidir. Ayrıca, tarımın toplumsal imajını güçlendirmeye yönelik çalışmalar organize
edilmelidir. Böyle bir sistemin uygulanması hem tarımsal üretim hacmini artıracak hem de yaşlanan
tarımsal nüfusu gençleştirecektir. Bunun yanı sıra, gençlerin ve kadınların istihdam oranlarını
yükseltecektir. Ayrıca, kırsal kalkınmaya ivme kazandırarak bu bölgelerde ekonomik ve sosyal refahın
artmasına katkı sağlayacaktır.” diye konuştu.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Yorumlara Kapalıdır