Yıllardır yazarım, konuşurum…
Ben bu kadar çevre sorunu yaşandığını görmedim
Mersin’in bir çok bölgesi, çevre kirliliği tehdidi altında.
Bu kadar sorun tesadüf olabilir mi?
Epey geriden başlayacak olursak, daha uygun Devlet arazisi varken, biz havalimanını en verimli tarım alanlarına yaptık.
Türkiye’nin en büyük cezaevini en sulak tarım alanlarına yaptık.
Yine Türkiye’nin ilk nükleer santrali, doğa harikası cennet bir koyda yapılıyor.
Çimento fabrikası, doğayı daha çok betona döndürmek için yine en güzel yere yapıldı.
Akdeniz fokları, en temiz koylarımızdan, o koylara sahip olamadığımız için kaçtı.
Deniz kaplumbağaları, kumsallarımıza zar zor çıkıyor.
Taş ocakları, mermer ocakları hep bu kenti mi bulur?
Ege’den kovulan balık çiftlikleri, nasıl olur da buraya gelip denizlerimizi yok eder?
Bu sorunları ara ara hatırlatmak lazım; çabuk unutuyoruz.
***
Her gün bir çevre haberi ile uyanıyoruz.
Kimi ağaçları keser, kimi zehirler, kimi de ormanlara, doğal güzelliklere göz diker.
Diğer yandan, güzelim tarım alanları, ticari alana / konut alanına çevrilir.
Bir gördüğümüzü, bir daha göremiyoruz.
Hemen bir bina dikiliyor.
“Ne ara burası böyle oldu” deyip üzülüyoruz.
Serkan TULTAK01.11.2024 serkantultak@gmail.com